Tarım Eski Bakanı Gökalp Hayvan İthalatının Yanlış  Olduğunu Söyledi.
Tarım ve Köyişleri eski Bakanı Prof.Dr. Hüsnü Yusuf Gökalp, hükümetin et  ithalatı yapmasını doğru bulmadığını söyledi. Gökalp, ithalat için  harcanan paranın yerli besicilere destek olarak verilmesi halinde  besicilerin ellerindeki hayvanları kesimhaneye getireceklerini anlattı.
Düzce Ziraat Odası Başkanlığı tarafından düzenlenen panele katılmak  üzere Düzce’ye gelen Tarım ve Köyişleri eski Bakanı Gökalp, panel öncesi  MHP Düzce İl Teşkilatı’nı ziyaret etti. MHP Düzce İl Başkanı Abdullah  Danışmaz ve partililerle bir araya gelen Gökalp, burada basın  mensuplarının sorularını cevapladı. Gökalp, koalisyon hükümeti döneminde  yerli üreticilere destek olduklarını ve Türkiye’de hayvancılığı  canlandırdıklarını, AK Parti hükümetinin ise et ithalatı yapmayı tercih  ettiğini belirterek şöyle konuştu: “İthal ete ve ithal hayvana  karşıyım. Türkiye gibi büyük ve geniş bir ülkede, insanlarının da  çiftçilik yapma becerisinin çok iyi olduğu, bilgi birikiminin iyi olduğu  bir ülkede hayvan ithalatı yanlış. Hayvancılık bu duruma gelmemeliydi.”
Hükümetin yerli üreticiye yeterli desteği vermediğini anlatan  Gökalp, şunları söyledi: “2002 yılında biz görevi devrederken, bu ülkede  yeterli sayıda hayvan vardı, sığır vardı, koyun da vardı. Bunların  ıslahına geçmiştik. Irklarını değiştirmeye, bunların yem ihtiyaçlarını  gidermek için yem destekleri besi destekleri vererek hem üreticinin daha  fazla üretmesini sağlamıştık, hem de tüketici kendi gelir gücü  içerisinde et alıp tüketebiliyordu. O zaman da ülkemizde sıkıntılar  vardı ama şimdiki ile mukayese asla edilebilecek derecede değildi  sıkıntının boyutu. 9 liraya falan tosun kesiliyordu. Bunun maliyeti  15,5 lirayı buldu. Çünkü yem bitkileri çok pahalı. Hem de piyasada orta  yağlı sığır kıyması 13 liraydı. 8 senede ne oldu da, veba mı oldu, koyun  kıranı mı geldi ki sığır bitti. Niye çünkü süt üreticisi sütünün  karşılığını alamadı, bütün damızlık hayvanlar, düveler kesime gitti.  Bakanlık hayvancılığa destek veriyoruz diyor ama destek verseydiniz bu  duruma gelmezdi. Demek ki yeterli destek verilemedi.
Hastalık  meselesi hallolmadı.”
Avrupa Birliği ve diğer batılı ülkelerin  et ithalatı konusunda Türkiye’ye dayatma uyguladıklarını vurgulayan  Gökalp, sözlerine şöyle devam etti: “Yıllar önce 1995-1996’larda atılan  imzalar dolayısıyla Türkiye’nin belirli ton canlı sığır ithal etme  mecburiyeti var. Bir de besi alınacak sığır ithal edilen ülkeler var.  Yani biz zayıf hayvanı alıp getireceğiz, burada besleyeceğiz. Taze ve  donmuş et ithal etme mecburiyeti var. 1995’te imza atılmış. Ama yanlış  bir imza. Biz geldiğimizde dedik ki hayır biz et ithal  etmeyeceğiz, sığır ithal etmeyeceğiz, süt tozu ithal etmeyeceğiz. Sebep  olarak da Avrupa’daki hastalıkları gösterdik. Türkiye’nin şartları ile  ölçtük. Belirli bir kalite standardı koyduk. Yerli üreticimizi  destekleyeceğiz dedik. Et ithal etmedik. Hakikaten Türkiye’de hem  koyunculuk, hem de sığırcılıkta hayvancılık canlanmaya başlamıştı. Ama  maalesef bu hükümet, bu iktidar, bu AK Parti hükümeti kendi yerli  üreticisini destekleme yerine dışarıdan ithal et almayı tercih etti.”
Bunun çok yanlış bir şey olduğunu anlatan Gökalp, sözlerini şöyle  sürdürdü: “Asıl kasırga sonradan geliyor. Şu an hafif rüzgar. Bizim  besicimiz zarar ediyor. Gelecek sene kasırga gelecek. Markette bonfile  47 lira, kuşbaşı 25 lira. Gelecek sene bu 50 lira olur. Bu sistem böyle  giderse, inşallah böyle gitmeyecek. Türk Milleti bu işe ‘Hayır siz  yanlış yapıyorsunuz, siz çekilin doğru yapanlar gelsin’ diyecek. Bu  çocuklarımızın geleceği içindir. İnsanımızın geleceği içindir.  Hayvancılıkta tarımda siyaset
olmaz. Hayvan üzerine siyaset  yapmak haramdır. Gıda üzerine siyaset yapmak haramdır. Biz burada  doğruları söylüyoruz. Şu an et ucuzlamadı. 88 tane angus gelmiş, 100  tane bilmem ne gelmiş. Onlar İstanbul’un yarım saatlik et ihtiyacını  karşılamıyor. Et fiyatları düşmeyecek.”
Hükümetin, et  ithalatına verdiği parayı yerli üreticiye destek olarak vermesi  gerektiğini ifade eden Gökalp, şunları söyledi: “Bu ithalata verdiğin  parayı benim çiftçime destek olarak ver. Ben sana 13-14 liraya vereyim.  Sen gel benim tosunumun kilosuna ahırda bağlıyken 2-3 lira destek ver.  Ben sana zaten 13-14 liraya et veririm. Yerli besici de devreden çıkınca  Türkiye hep et mi ithal edecek? Bu çok yanlış bir politika. Bu dışarıya  gidecek para bizim besicimize destek olarak verilsin bizim besicimiz elindeki  hayvanı kesimhaneye getirir. Verelim ahırdaki hayvana parayı, verelim  kesimhaneye parayı, hem bizim et fiyatları inmeye başlar, hem de  besicimiz ilerisi için daha fazla üretmeye başlar. Türkiye’de et belirli  bir noktaya oturur.”
Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in  “Ette spekülatörler var” sözünü de eleştiren Gökalp, sözlerine şöyle  devam etti: “Geçen sene pirinçte spekülatörler vardı. Bir önceki sene  kuru fasulyede, nohutta vardı. Yahu kardeşim bu spekülatörler 2003’ten  sonra mı doğdular, büyüdüler, geliştiler de şu an spekülasyon  yapıyorlar. Peki, 2002’de, 2000’de, 1999’da neden yoktu bu  spekülatörler. Pazardaki spekülasyonu önlemek sizin göreviniz. Bakanlık  ve hükümet olarak göreviniz.”
Et ve Balık Kurumu’nun Tarım ve  Köyişleri Bakanlığı’na bağlanması gerektiğini anlatan Gökalp, şöyle  konuştu: “Et ve Balık Kurumu bizim dönemimizde Tarım Bakanlığı’na bağlı  değildi, özelleştirmeye bağlıydı. Biz MHP olarak genel başkanımızın  öngörüsünde Başbakanlığa 2-3 kez yazı yazdık, Bakanlar Kurulu’na  getirdik. Et ve Balık Kurumu’nu Tarım Bakanlığı’na bağlayın,  Özelleştirme İdaresi’nden çıkaralım diye. Şu an Et ve Balık Kurumu’nun o  kadar güzel imkanları var ki, kuruluş kanununda o kadar güzel maddeler var  ki, hayvan ıslah edersiniz, hayvancılığı da geliştirirsiniz,  hayvancılığa destek de verirsiniz. Hiç kimse karamsarlığa düşmesin.  Yetki elimize geçtiği günün 10. günü düzelir. Bugün bize yetki  versinler, 7 günde kesimhanelerin önüne hayvan indirelim. Şahsım değil,  bu siyasi düşünce. 90 günde de tarımın meseleleri hallolur. Düzceliler  hiç karamsarlığa düşmesin. Un meselesi de hallolur, yağ meselesi de  hallolur, hayvancılık meselesi de hallolur.”
Paylaş :