Münakaşa büyüyor! Tedavi ararken dert mi bulduk?

Tarımsal üretimin önemi koronavirüs salgınıyla daha iyi anlaşıldı. İşte tam bu dönemde ‘tarım ilaçları’ da ‘Bayer/Monsanto davası’ ile yeniden gündemin en münakaşa konusu oldu.

Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de çiftçilerin yoğun olarak kullandığı ‘glifosat’ etken maddeli ilaçların kansere yol açabilecek kadar zararlı olduğu tyükselişilıyor.
Bunun dışında farklı ‘zararlı’ etken maddeleri olduğu iddia edilen ilaçlar da var. Türkiye, Avrupa’da en az pestisit (tarım ilacı) kullanan ülke olarak biliniyor. Ancak merdiven altı üretim ve kaçak yollardan giren ilaç kullanımı olduğu da biliniyor.

REÇETEYİ KİM YAZSIN?
Üreticiye ‘doğru ilaç ve doz’ içeren reçete, denetimde ise ‘kararlılık’ öneriliyor. Aksi takdirde bu ilaçların, toplum ve toprak sağlığı açısından ciddi sorunlara yol açabileceği vurgulanıyor.
Alman ilaç devi Bayer, ‘Roundup’ tarım ilacındaki ‘glifosat’ın kansere yol açtığı iddiasıyla açılan davalardan feragat edenlere 11 milyar dolar ödeyecek. Davaların nedeni ise, bu etken maddenin kansere yol açtığı iddiaları!
Türkiye’de ‘mezar kurutan’ diye de bilinen ilaç; karayolu çevresi, kaldırımlar, çalılık alanlar ve hatta mezarlıklarda yabani otları yok etmek için kullanılıyor.
Türkiye’de Avrupa’ya göre tarım ilacı kullanımı daha az olsa da, kullanım hatalarının toprağı ve sağlığı ‘zehirleyebileceği’ kaysöylediliyor. Mevcutta tarım ilaçları çiftçiye bir ‘reçete’ ile veriliyor. Çiftçi sorununu anlattıktan sonra gittiği ziraat mühendisi ona reçete yazıyor.
Ancak uygulamada önemli yanlışlar olduğunu vurgulayan Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, “Reçeteli satış sistemi sağlıklı yürümüyor. İlaç bayii daha fazla satmak istiyor, çiftçi de en etken olanı almak istiyor. İhtiyaç fazlası kullanıyor. Hatta reçeteyi ilaç bayisi bile yazabiliyor. Öncelikle Tarım ve Orman Bakanlığı’nın daha önce gündeme getirdiği ‘her köye bir ziraat mühendisi’ başta olmak üzere etken çalışmalarını hızlandırması lazım” diye konuştu.

İLAÇLARLA İLGİLİ DİKKAT ÇEKENLER
Dünyada yıllık 3 milyon tondan fazla pestisit kullanıldığı tahmin ediliyor.
Türkiye’de bu sayı ise 2018’e göre 60 bin ton.
Bakanlık bugüne kadar 185 etkin maddeyi yasakladı
Haziranda ise 16 madde daha yasaklandı.
Ancak yasaklanan bu etken maddeler bir süre daha kullanılabilecek.
Yasaklı maddelerin 4 tanesi 30 Haziran 2020’ye kadar ithal edilecek, 31 Temmuz 2020’ye kadar imalatı yapılacak.
Yasaklanan etken maddelerden 10 tanesinin ithalatı 31 Ağustos’a, imalatı 15 Ekim’e kadar sürecek.

ALMAN DEVİNDEN SAĞLIK KUMARI!
Alman ilaç ve kimya devi Bayer’in yabani otlara karşı kullanılan ‘Roundup’ isimli ilacındaki glifosat maddesinin kansere yol açtığı iddiaları nedeniyle başı dertten kurtulmuyor. Reuters’te yer alan habere göre, Bayer ‘Roundup’ ilacıyla ilgili şimdi riskli bir hamle hazırlığında. Buna göre Bayer ilacı raflardan çekmeden gelecekte açılabilecek davaların da önünü kesebilecek bir plan yaptı.
Haberde, “Şirket, Roundup’taki aktif bileşen olan glifosatın tarımsal kullanım için güvenli olduğunu iddia eden bilimsel kanıtlar üzerinden hesaplı bir kumar oynamaya karar verdi” denildi. Haber şöyle devam etti:
“ABD Çevre Koruma Ajansı ve Avrupa Kimyasallar Ajansı da dahil olmak üzere dünya çapında düzenleyici kurumlar, glifosatın kanserojen olmadığına karar vermişti. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün kanser araştırma bölümü, herbisiti 2015 yılında ‘olası bir kanserojen’ olduğunu belirledi ve 2018’den bu yana, her iki taraftan bilimsel kanıtları dinleyen 3 farklı ABD jürisi, ilacın kansere neden olduğu kararını açıkladı.”
4 YIL SÜREBİLİR
Bayer’in planına göre, üzerinde uzlaşılacak bilim insanlarından bağımsız bir panel oluşturulacak. Şirket, panelin araştırmalarında kullanması için 1.25 milyar dolar verecek. Araştırmanın en az 4 yıl sürmesi bekleniyor. Panelin bulduğu sonuçlar Bayer’i ve Roundup kullanmış ancak kanser olmayan herkesi bağlayacak.
Panel glifosatın kanserojen olmadığını tespit ederse, kullanıcılar artık dava açamayacak. Panel, glifosatın kansere neden olduğunu belirlerse, Bayer çok sayıda yeni davayla karşılaşabilecek.
‘ALARM’DA TÜRKİYE İLK SIRADA
Ali Ekber Yıldırım, Avrupa Birliği’ne ihracat yapan ülkelerin sebze meyvelerinde uygun bulunmayanların ‘erken alarm’ sistemi ile açıklandığını hatırlatırken, duyurulan ve uygun bulunmayan parti sayılarına (RASFF 2019) bakıldığında ilk sırada Türkiye’nin olduğunu söyledi.
Örnek veren Yıldırım, “AB’ye sebze meyve ihracatı 10 milyar dolar olan Hollanda’nın 2019’da 31 parti ürünü uygun bulunmazken, 1.5 milyar dolarlık ihracat yapan Türkiye’nin 85 parti ürünü uygun bulunmadı.
Bu durumda 2 yol izleniyor; Almanya’ya ihraç ettiğiniz ürün kalıntı değerleri Alman standardına göre fazla ise, standardı daha yüksek olan Fransa’ya gönderilebiliyor. Veya ihracatçı geri getirip bakanlığa başvuruyor ve iç piyasada değerlendirmek istiyor” söyledi.
DAVASI 10 TEMMUZ’DA…
Türkiye’de de Bayer/Monsanto’nun ‘glifosat’ etken maddeli ‘Roundup’ ilacı için bir dava açıldı. Konu, Milliyet’ten Gürkan Akgüneş’in Ağustos 2019’daki haberiyle de gündeme taşınmıştı. Dava, 10 Temmuz’da Ankara’da görülecek.
Davayı açan ise Avukat Senih Özay. Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin çeşitli kurum ve kuruluşlardan ilaca ve etkilerine dair değerlendirme istediğini anlatan Özay, “Ülkemizde de tespit edilmesini istiyoruz” söyledi.
ZİRAAT MÜHENDİSSİZ ÇOK İLAÇ FİRMASI VAR
Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) Başkanı Baki Remzi Suiçmez, Türkiye’de 7 bin tarımsal ilaç satan firma olduğunu söyledi. ‘Bunların yaklaşık yüzde 25’inde hala ziraat mühendisi yok’ diyen Suiçmez, “Zirai mücadele ilaçları doğru kullanılmazsa zehirdir”söyledi. Doğal mücadelenin temel hedef olması gerektiğini anlatan Suiçmez, 3 ‘doğru’ya dikkat çekti: “Doğru ilacı, doğru zamanda, doğru dozda verirsek zehrin etkisi en az olur.”
‘KAÇAK’ GİRİŞ ENGELLENMELİ
Türkiye’nin bir de kaçak ve merdiven altı üretilen tarım ilacı sorunu var. Buna göre, yurt içinde merdiven altı tabir edilen sahte ilaçlar ve sınır bölgelerinden kaçak girişler biliniyor. ZMO Başkanı Baki Remzi Suiçmez, “Ziraat mühendislerinin daha etkin rol alınması sağlanarak, geleceğimizi korumak için harekete geçmeliyiz. Etkin denetimler yapıp, kaçak ilaçların girişini engellemeliyiz” söyledi.
Ali Ekber Yıldırım ise, “İçeride izinsiz imalat, dışarıdan ise kaçak girişi var. Sanıyorum Suriye, Irak sınırlarından. Tarım ilacı sektörü de şikâyetçi. Tabii ilaçlar pahalı. Çiftçiler de başkasına iyi gelen bir yöntemi kullanma yoluna gidebiliyor” diye konuştu.
‘SAHTESİNİN AMBALAJI AYNI’
Şanlıurfa Ziraat Odası Ahmet Eyyüpoğlu, kaçak ve sahte ilaç kullanımına yönelimin, ilaç fiyatları artınca daha çok olduğunu belirterek, “Öyle bir yapıyorlar ki, ambalajı bile aynı oluyor. Ama ilaç sahte, belki başka zararı var. Kaçak da aynı şekilde. Bunun önüne sıkı denetimler ile geçebiliriz” diye konuştu.
Bayer/Monsanto davalarıyla tarım ilaçları tyükselişması alevlendi. Uzmanlar etken maddelerin zararlarının tespit edilmesini istiyor. Çiftçiler tarım ilaçlarını ‘reçete’yle alıyor ama çok yeterli denetim yok. Ziraat mühendisleri ile daha etkin denetim sağlanması öneriliyor

Paylaş :

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir