ÖZEL SEKTÖR KENDİ ETİNİ KENDİ GETİRMEK İSTİYOR!

Yurtdışından ithal edilen canlı hayvanlar kırmızı et fiyatlarında ateşi düşürmedi. Bu çerçevede Et Balık Kurumu, 15 Temmuz’da 50 bin ton için ihaleye çıkmaya hazırlanırken, özel sektör temsilcileri de ‘ithalat’ için izin istiyor.
Fiyatların ancak böylece istikrara kavuşacağını öne süren İstanbul Ticaret Odası (İTO) Tarım ve Hayvancılık İhtisas Komisyonu Başkanı Ali Kopuz, “Üreticiler olarak kendi hayvanımızı kendimiz getirebilmeliyiz.” diyor. İTO Başkanı Murat Yalçıntaş da Kopuz ile aynı görüşte.
EBK, iç piyasada et fiyatlarını dengelemek için canlı hayvan ithalatına karar vermiş ve ihaleye gitmişti.
Toplam 13 ülkeden alım yapan kurum, fiyatları 3-4 TL aşağı çekse de nihai bir başarı elde edemedi. Dolayısıyla kilosu 30 liranın üzerinde tırmanan kırmızı ette fiyatların aşağı çekilmesi için yapılan ithalatın sağladığı düşüş ‘süreli’ oldu. Marketlerde et fiyatlarını gösteren etiketlerdeki rakamlar yeniden 25-28 lira arasına yerleşirken, yükleşin önünü almak adına kısa vadede özel sektörün de ithalat yapmasının faydalı olacağı dile getiriliyor. Konuyla ilgili Cihan’a değerlendirmelerde bulunan İTO Tarım ve Hayvancılık İhtisas Komisyonu Başkanı Ali Kopuz, ithalatın sürekli bir hal almasına ise sıcak bakmıyor.
“Özel sektör de ithalat yapabilmeli.” diyen Ali Kopuz, hükümetten ‘kapasitesi olan ruhsat sahibi işletmelere’ bu hakkı vermesini talep ediyor. Orta ve uzun vadede alınacak önlemler bağlamında besi hayvancılığının teşvik edilmesi gerektiğine dikkat çekerken, “Besi hayvanını İthal edip Türkiye’ye dağıtmalıyız. 5 milyon besi hayvanını Türkiye’ye sokar ve yem fiyatlarında indirime giderseniz önümüzdeki 2-3 sene içinde fiyatlar dengelenir. Fiyatlar sınır ülkelerle aynı seviyeye gelir.” yorumunu yapıyor. İthalatın ‘kısa vadeli’ çözüm olacağına işaret eden İTO’nun ihtisas komisyonu başkanı, sektörün; yem bitkileri üretiminden, ahırlara ve market raflarına uzanan süreçteki sıkıntılarına çare olacak reform niteliğinde düzenlemeler yapılması gerektiğini vurguluyor.
“SINIRDAN GÜNLÜK 40 TON KAÇAK ET GİRİYOR”
Kaçak et girişinin alınan tedbirlere karşın arttığından da dert yanan Ali Kopuz, “Bakın Yunanistan’da 5 euroya (yaklaşık 6,5 dolar) kemiksiz et satılıyor, siz burada 13 dolara satamazsınız. Satarsanız kaçağı teşvik edersiniz. Rize’de her gün sınır kapısından 35-40 ton kaçak kesik kemiksiz et giriyor. Sınırlarımızdan giren kaçak etler anormal bir hal aldı ve maalesef devlet bunu denetleyemiyor.” ifadelerini kullanıyor.
Türkiye’nin bir tarım ülkesi olduğunun altını çizen Kopuz, gelecekten umutlu olduklarını, uygulanacak akılcı politikaların kendilerine kar olarak geri döneceğini belirtiyor.
Beyaz Et Toptancıları ve Perakendecileri Derneği (BEYAZ-DER) Başkanı Ali Taş Gülen de et fiyatlarının önünü almak için yapılan ithalatın kısa vadede yarar getireceği görüşüne katılıyor. Gülen, “Uzun vadeli ithalat mutlak ve mutlak et sektörüne zarar verir.” uyarısını yapıyor. Gülen’e göre yapılması gerekenlerin başında; köylü ile besicinin desteklenmesi ve yeni teşviklerle üretimin arttırılması geliyor. Et sektöründe üretici ve hayvan sayısının azalması ile hayvan kesimlerinin üretimi düşürdüğünün, fiyatları arttırdığını belirten BEYAZ-DER Başkanı’nın istekleri arasında, kaçak et girişine karşı denetimin arttırılması da ilk sıralarda yer alıyor.
İTO BAŞKANI: GÜNÜBİRLİK ÇARELER ADINA ÖZEL SEKTÖRÜN ÖNÜ AÇILMALI
İTO Başkanı Murat Yalçıntaş, ilk olarak hayvan üretiminin arttırılması ve daha kalifiye bir hal alması gerektiğini düşünüyor. Yalçıntaş, “Orta ve uzun vadede et için daha fazla et veren, süt için de daha fazla süt veren ırklara yönelmeli. Üretim de şuurlu bir şekilde teşvik edilmelidir.” görüşünü aktarıyor.
Et fiyatlarında görülen artışın kısa vadede ithalatla önlenebileceğini kaydeden Yalçıntaş, “Soruna günübirlik çareler adına özel sektörün önünün açılması ve limitli bir zaman için et ithalatına izin verilmesi gerekiyor.” değerlendirmesinde bulunuyor.
CİHAN

Paylaş :

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir